Akne ya da diğer adıyla sivilce özellikle ergenlik ve genç erişkinlik döneminde görülen bazı durumlarda erişkinlik döneminde de devam edebilen kişilerde psikososyal etkiler yaratabilen yaygın bir durumdur. İnsan derisinde en sık yüz, boyun, omuzlar, sırt ve göğüs bölgesinde bulunan kıl folikülü ve eşlik eden sebase bezlerin (yağ içerikli salgı üreten bezler) por adı verilen dışarı açıklığının kapanması veya iltihaplaşması sonucu ortaya çıkar. Aknenin farklı lezyonları bulunur;
Komedon (küçük, deri altında yerleşmiş, deriden kabarık siyah veya beyaz iltihapsız oluşumlar) Papül (çapları 1cm’den küçük deriden kabarık, sert ve kırmızı oluşumlar)
Püstül (çapları 0.5 cm’ye kadar olan iltihap dolu, deriden kabarık oluşumlar)
Kist (içi irin dolu, bir kapsülle çevrilmiş oluşumlar)
Akne gelişiminde 4 temel faktör sorumlu tutulmaktadır. 1) Folikül çevresini kaplayan hücrelerin aşırı çoğalmasıyla dışa açıklığı olan porun tıkanması. 2)Sebase bezlerin yağlı salgılarının artması. 3) Propionibacterium acnes olarak adlandırılan iltihap etkeni bakterinin varlığı. 4) Vücuttaki iltihabi aktivite Genetik yapı da akne oluşumunun nedenleri arasında önemli bir yere sahiptir.
Akne, ergenlik dönemindeki her on gençten sekizinde görülmektedir. Bu yaşta ortaya çıkan akneler yetişkinlik boyunca da devamlılık gösterebilir. 25 yaş üzeri yaklaşık her on kadından birisi akne hastası, erkeklerde oran yüzde üç olarak görülmektedir. Akne herhangi bir hayati tehlike taşımasa da kalıcı izlerin oluşması, sosyal kaygıya, depresyon hali ve endişeye neden olması dolayısıyla fiziksel ve psikolojik açıdan tedavisi büyük öneme sahiptir.
Akne tedavisi, aknenin oluşum nedenini hedefleyecek şekilde, aknenin derecesine ve şiddetine göre düzenlenir. Daha düşük şiddetli tip olan komedonal akne tedavisi püstül ve kist ile seyreden akne tedavisinden görece daha hafiftir. Tedaviyi belirlerlerken, hastalığın şiddeti göz önünde bulundurularak aylık oluşan yeni akne sayısı ve iyileşme sonrası yara izinin kalıp kalmadığı dikkate alınmaktadır.
Aknenin ortaya çıktığı bölgenin hijyenine dikkat edilmesi tedavide rol oynamaktadır.
Komedonal akne tedavisinde deriye sürülen akne oluşumunu önleyen ilaçlar kullanılmaktadır. Mutlaka medikal cilt bakımı ile komedonlar temizlenmelidir. Papüler veya kistik iltihabi aknelerin tedavisinde hekimin uygun gördüğü koşullarda deriye sürülen veya ağızdan kullanılan antibiyotikler kullanılmaktadır. Bu grup akneler kendi içinde hafif, orta, şiddetli olarak ayrılmaktadır. Şiddetine göre değişiklik göstermekle beraber bu akne grubunun tedavisinde deriye sürülen akne oluşumunu önleyen ilaçlar, deriye sürülen antibiyotikler, ağızdan kullanılan antibiyotikler, akne içine ilaç enjeksiyonu, lazer tedavisi kullanılmaktadır.
Akne, diğer hastalıklarla da beraber görülebilmektedir. Adet düzensizliği olan, fazla yağlanma ve tüylenme görülen kadınlarda polikistik over olarak adlandırılan hastalık tanıda değerlendirilmeli ve ek tetkikler yapılmalıdır. Bu hastalarda testosteron başta olmak üzere yumurtalık, böbreküstü bezi ve hipofiz hormonları , kan yağ ve şeker düzeyleri ile insülin seviyesi ölçümleri de yapılmalıdır.